top of page
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen bir Japon vatandaş, evinin bir duvarını yıkar.  Genellikle Japon evlerinde, oda duvarları iki tahtadan oluşur ve bu iki duvar tahtasının arasında çukur bir boşluk bulunur.  Japon duvarı yıkarken bu boşlukta, dışardan çakılan bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. 
Bu manzara karşısında adam kendini kötü hisseder, aynı zamanda da meraklanır.  Muhtemelen bu çivi 5 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı ama, nasıl olmuştu da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 5 yıl boyunca yaşamayı başarmıştı?   
Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 5 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalıydı.  Japon ayağı çivilenmiş bu kertenkelenin hiç kıpırdamadan nasıl 5 yıl yaşadığını düşünmeğe başlar.  Böylece çalışmayı bırakır ve kertenkele acaba ne yiyordu?  Merakla onu izlemeye başlar.  
Kısa bir zaman sonra, nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele, ağzında taşıdığı yemekle gelir... Adam gördüğü inanılmaz manzara karşısında şaşıp sersemler.  
Ayağı çivilenmiş kertenkele, 5 yıldır diğer bir kertenkele tarafından beslenmekteydi...
Evet, bu nasıl bir sevgidir yarabbi?  Acaba ne sevgisiydi bu?  
Eş, arkadaş, sevgili, abi, kız kardeş sevgisi miydi?
 
Bu hikâyeyi duyduğumda çok etkilenmiştim, ama bir süre sonra kendimi toparladım ve kertenkeleler arasındaki muhtemel ilişki turunu düşünmekten vazgeçmiştim: 
 
Şimdi yine düşünüyorum.  
Teknoloji ilerledikçe, bilgiye ulaşmamız hızlandıkça hızlanıyor.  Ama acaba, teknolojinin hızlanması insanlar arasındaki mesafeyi, aynı hızla birbirine yaklaştırıyor mu???  Yoksa, uzaklaştırıyor mu???
 
SİZİ SEVENLERİ ASLA TERKETMEYİN, UNUTMAYIN ONLARI.  

 

Japon kertenkeleden alınacak ders 

2014 Sahip Akosman "Hayat Agacindan Dokulenler"

bottom of page