top of page

İstanbul'lu olmak

Bu yazı ile, halen Miami’de yaşayan eski İstanbul’lu sevgili dostumuz Liane Riefer bize soruyor. İstanbul’lu olmak ne demek?
Şimdi yazacaklarıma, bazı genç dostlarımız gücenecek belki amma, İstanbul'u iyi tanıyan ağabeylerine sorduklarında bunların gerçekten önemli olduğunu öğreneceklerdir.
Bir defa, Yanni-Taki-Aleko-Yasef-Dikran-Anastas-Rober-Akabi-Raşel-Serkiz-Koço-Bedros-Jirayr, vs gibi ekalliyet dediğimiz İstanbul yerlisinden arkadaşları olmamış, onlarla kahvede, maçta, tavernalarda, okullarda, beraberce ağlayıp gülmemiş dostlarımız İSTANBUL’LU sayılmaz.
Küçüksu'da kurulan Mısır Kazanlarından Alibeyköy'ün sütlü kaynamış mısırlarından yemek nasip olmamış,
Çengelköy salatalığını bostanından koparıp tatmamış, 
Gülhane parkında Karagöz-Hacivat oyunu seyredememiş, 
Çiçek Pasajının Entel Cavit’i ile sohbet edememiş, 
Tepebaşı Çocuk Tiyatrosunun zevkine varamamış,
Sulukule’de Raks evlerine gitmemiş, 
Kara trenlerin içinde kovalamaca oynamamış,
Kumkapı’da rakı sofrasına... dostça oturup, yine dostça kalkmamış akşamcılar,
Moda’daki KOÇO’yu bilememiş ve nefis mezelerinden tatmamış dostlarımız İstanbul’luyum diyemez.
Kapalı Çarşının tüm kapılarından girip çıkmamış, Tahtakale, Sirkeci ve Beyazıt arasında bulunan o gizemli eski iş HAN’ların en az 10 tanesinin adını ezbere bilemeyen ve o HAN’larda özellikle hangi esnafın bulunduğunu öğrenmemiş,
Taksim Eftalafos Kahvesinde nargile içmemiş veya içenleri seyretmemiş dostlarımız,
Beyoğlu’ndaki Abanoz Sokağını,
Yüksek Kaldırımın sosyetik aşiftelerini bilmeyen, Yeşilçam Sokağının eski halini, oraya yakın aport da iş bekleyen Figüran Kahvelerini ve oralardaki sohbetlere şahit olmamışlar,
Tepebaşındaki Müzisyenler Kahvesini ve organizatör SARI Orhan'ı bilmeyenler,  
Sarıyer sahilinde balık,
Pendik Hilmi Gazinosunda pilaki yememiş olanlar,
Süreyya Plajında denize girememiş,
Adaların tümünü gezememiş,
Gaskonyalı Toma’yı ve Bostancı’da Saksonyalı Vedat’ı tanımamışsan,
Rahmetli Sanat güneşimiz ZEKİ MÜREN’i Gar Gazinosu’nda, Maksim’de izleyememişsen, 
Notre Dame de Sion Fransız Kız Okulu önünde kız araklama teşebbüsünde bulunmamışsan,
Beyoğlu'ndaki Atlantik’de sosisli ve Amerikan salatalı sandviç yememişsen, 
İmam Sokak’taki meşhur Çağlayan Saz’a gitmemişsen,
Yine Beyoğlu Rebul Eczanesinden Limon Kolonyası almamışsan, (Lavanta) Bakara’dan iskarpin alıp, Gömlekçi Daniş’de ısmarlama gömlek diktirmemişsen,
Galatasaray’daki Zara’dan giyim aksesuarı almamış veya o nefis vitrinleri seyredememişsen, Kurbağalı Derenin o meşhur kokusunu da duymamışsan, 
Todori’de meze yemediysen, İstanbul’lu sayılmazsın..
Adamo’yu, Peppino di Capri’yi ve Luis Alberto Del Parana Orkestrası LOS PARAGUAYOS’u Kervansaray’da, Roberto Lorano'yu Taksim Belediye Gazinosu’nda dinlemek şansına sahip olamamışlar, 
ÇİROZ’u, 2 Kuruş’a Balık Pazarından alıp yiyememiş veeeee..
Haliç’de torik balığı yakalıyıp Lakerda yapmamış olanlar, Beyoğlundaki İNCİ Pastahanesi’nde Profiterol,
Saray Muhallebicisi’nde tavuk göğsü tatmamış, Taksim İşkembecisi’ni ve de Feriköy’deki, Balat’taki meşhur işkembecileri bilmeyen dostlarımız sadece İstanbul’da yaşayanlar diye tanımlanırlar..
LEFTER’i, TURGAY’ı, BABA RECEP’i, CAN’ı ve METİN OKTAY’ı Mithatpaşa Stadında seyredememiş olanlar, para az olunca Duhuliyeden, hiç olmayınca Gazhane sırtlarından maç seyretmiş olmayanlar,
Mithatpaşa Stadında kurulan Güreş minderlerinde 8 siklette Dünya şampiyonu olan SERBEST GÜREŞ Milli Takımımız aslanlarını Yaşar Doğu... Hamit Kaplan... Müzahir Sille, Celal Atik, vs’yi göremeyenler, 
Harlem Globetrotters Basketbol Takımının gösterisini ve Buz Revüsü’nü Spor ve Sergi Sarayında seyretmemiş olanlar, Tramvaya asılarak seyahat etmeyen,
Beyoğlu’nun o gizemli Apartmanlarının içini merak saikası olarak da olsa, gezmemiş olanlar, Beyoğluspor Kulübü’nün Rumlara ait bir Lig takımı olduğunu bilmeyenler,
Ramazanlarda oruç tutanın, tutmayanın nasıl kardeşçe yaşadığını tatmamış olanlar,
Beyoğlu Ağa Camii’nde her hafta Mevlut okunduğunu ve Mevlut şekeri almak için Rum, Ermeni, Musevi sınıf arkadaşlarının nasıl da muzipçe oyunlar yaptığını görmeyenler
Ve bu anlattıklarıma daha binlerce ilave olacak İstanbul'un özelliklerini bilmeyenler;
İSTANBUL’LUYUM diyemezler...
Yani kısaca...
Heybeli’de mehtaba çıkmamışsan, Kalamış’tan bir tatlı huzur almayı denememişsen, Boğaziçi’ndeki şen gönüllere uzanamamışsan veeee...
Çamlıca’da sevgilinle birlikte bir İZ bırakmamışsan...
İSTANBULLUYUM diyemezsin...
Sadece İstanbul’da yaşıyorum diyebilirsin.

 

2014 Sahip Akosman "Hayat Agacindan Dokulenler"

bottom of page