top of page
Hayat
Ağacından
Dökülenler

Hayat aslında çok bayat

Soğuk bir kış sabahı, sahildeki küçük bir köyden bir balıkçı filosu denize açıldı. Öğleden sonra büyük bir fırtına kopunca, gece karanlığında, balıkçı teknelerinden hiçbirisi limana dönemedi.
Bütün gece boyunca eşler, anneler, çocuklar ve sevgililer ellerini açıp, kaybolan sevdiklerini kurtarması için Tanrı’ya yakararak kıyıda dolaşıp durdular. Bu berbat durum yetmiyormuş gibi, balıkçı kulübelerinden birinde yangın çıktı. Hiçbir şeyi kurtarmak da mümkün olmadı.
Gün ışırken, herkes balıkçı teknelerinin tümünün sapasağlam limana döndüğünü görünce sevinç içindeydiler. Kıyıda ağlayan yalnızca bir kişi vardı. O da yangında evi kül olan kadındı. Kocası karaya çıkarken,
“Mahvolduk! Evimiz, içindeki her şeyle birlikte yangında kül oldu” diye haykırdı. Adam karısına sarıldı.
“O yangına şükürler olsun! Gecenin zifiri karanlığında, o müthiş fırtınada, dağ gibi dalgalar arasında, yanan kulübemizin ışığı sayesinde bütün tekneler yolumuzu bulduk ve salimen limana dönebildik.”
HAYAT BU: YAPILMASI GEREKEN ACABA HANGİSİ ?
Üzülüyorsun, “takma” diyorlar,
Kızıyorsun, “değmez” diyorlar,
Boş veriyorsun “gamsız” diyorlar.
Konuşuyorsun, “muhatap olma” diyorlar,
Çekip gidiyorsun, “mücadele et” diyorlar,
Alttan alıyorsun, “tepene çıkardın” diyorlar.
Bağırıyorsun, “sakin ol” diyorlar.
Aklı başında davranıyorsun, “bu kadar uslu olunmaz” diyorlar..
Ölünce ne diyecekler? Muhtemelen; Ölüm sana yakışmadı.
Normal tabii, dirimizi beğenmediler ki, ölümüzü beğensinler !
“Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer…
İçsen de tükenir içmesen de;
Bu yüzden hayattan tat almaya bak,
Çünkü yaşasan da bitecek, yaşamasan da.”
Kaynak: Neyzen TEVFİK
bottom of page